Bir Hristiyan Olarak Teslisi Sorgulamak İçin Beş Geçerli Neden



Bu beş soru sizlere insanların neden kiliselerin geleneksel öğretilerinden şüphelenmeye başladıklarının sebebini açıklayacaktır.


1) İsa bir Yahudi'ydi. Öyle değil mi?

Yahudilik, İsa'nın zamanında da günümüzde de her zaman tek şahıs olan Tanrı'ya inancı öğretti. Yahve veya Yehova olarak adlandırılan İbrahim, İshak ve Yakup'un Tanrısı. İsa da bir Yahudi olduğundan bu inanca sımsıkı sarılmalıydı. Öyle değil mi? Aslında tahmin etmemiz gerekmiyor çünkü Markos 12:28-34 ayetlerinde İsa, teslise inanmayan bir Yahudi ile olan konuşmasında Yahudilik inancındaki teslisi içermeyen Tanrı anlayışını onayladı.


"Onların tartışmalarını dinleyen ve İsa'nın onlara güzel yanıt verdiğini gören bir din bilgini yaklaşıp O'na, “Buyrukların en önemlisi hangisidir?” diye sordu. İsa şöyle karşılık verdi: “En önemlisi şudur: ‘Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab'dir. Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.’ İkincisi de şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin.’ Bunlardan daha büyük buyruk yoktur.” Din bilgini İsa'ya, “İyi söyledin, öğretmenim” dedi. “ ‘Tanrı tektir ve O'ndan başkası yoktur’ demekle doğruyu söyledin. İnsanın Tanrı'yı bütün yüreğiyle, bütün anlayışıyla ve bütün gücüyle sevmesi, komşusunu da kendi gibi sevmesi, bütün yakmalık sunulardan ve kurbanlardan daha önemlidir.” İsa onun akıllıca yanıt verdiğini görünce, “Sen Tanrı'nın Egemenliği'nden uzak değilsin” dedi."
-Markos 12:28-34


Eğer İsa teslise inanıyor olsaydı bu Yahudi'ye katılmazdı. Öyle değil mi? Ama aslında İsa ona sadece Tanrı'nın kim olduğu konusunda katılmadı, aynı zamanda "Sen Tanrı'nın Egemenliği'nden uzak değilsin" diyerek onu övdü. Bu, ilk Hristiyanların da İsa gibi Yahudilerle aynı Tanrı görüşüne sahip olduğu anlamına gelmez mi?


Biraz soruna yol açabilecek ikinci soru da şudur;


2) Kutsal Kitap'ta teslisin açıklandığı tek bir yerin bile olmaması

Bu doktrini basitçe açıklayan bölüm veya ayet nerededir? Demek istediğim, eğer bu doktrin tıpkı diğer doktrinler gibi çok önemliyse bir yerlerde açıklanması gerekmez miydi? Mesela İsa'nın günahlarımız için ölümü ve dirilişi her yerde açıklanır. Şunu biliyoruz ki Kutsal Kitap teslisi desteklemek için kullanılabilir. Ama aynı zamanda köleliği, anti-semitizmi ve her çeşit şeyi desteklemek için de kullanılabilir. Kutsal Kitap'ın onların sevimli teorilerini desteklediğini iddia eden çok tuhaf gruplar da var. Elbette birisi Kutsal Metinleri izah etmek yerine ayetleri kabaca birleştirerek etkileyici bir dış görüş ile onu anlaşılmaz hale getirebilir. Dürüst olmak gerekirse teslis Kutsal Kitap'tan kanıtlanmalıdır, dışarıdan dahil edilmemeli. Gerçek şu ki birinin sadece Kutsal Kitap okuyarak Teslis sonucuna varması hiç olası değildir. Kutsal Kitap okurken size öğretilmesi gerekir ki buna rağmen çoğu kişi anlayamaz. Tabii onları suçlamıyoruz.


3) Yeni Ahit'teki tartışmaları sorgulamak

Yeni Ahit'te Korint'te dillerle konuşmaktan başlayarak yeni iman eden öteki uluslardan kişilerin Yasa'ya(Torah) uyup uymayacağı konusuna karar veren Yeruşalim konseyine kadar birçok tarihi tartışmalar açıklanmıştır. Ancak bir tartışma Yeni Ahit'te bulunmuyor. Bu, Tanrı'nın yeni tarifi üzerine olan tartışmadır. Şöyle düşünün, Tanrı'nın kim olduğu görüşünüze meydan okuyorum ve muhtemelen bu konuda kendinizi biraz rahatsız olmuş hissediyorsunuz değil mi? Farz edelim ki kilisenize bir misyoner olarak gelip Tanrı'nın sadece Baba olduğunu ve Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesi olmadığını vaaz edersem bu tartışmaya neden olmaz mıydı? Elbette olurdu. Tanrı hakkında bir şeye inanan insanlar genelde onu hemen değiştirmiyorlar. Bunu biliyoruz. Peki ilk yüzyıla ne demeli? Akdeniz bölgesinde katı bir şekilde monoteist Yahudi cemaatleri yaşıyordu. Ve bu Hristiyanlar kente gelip Teslis hakkında vaaz ediyorlar. Bu herhangi bir sorun çıkarmaz mıydı? Elbette çıkarırdı. Ama bunun kanıtı nerede? Yeni Ahit'te teslisin açıkça ifade edildiğini veya tartışıldığını hiçbir şekilde bulamıyoruz. Bu, doktrinin o zamanlar henüz ortaya çıkmadığının en basit açıklaması değil midir?


4) Kutsal Kitap'ın Tanrı'yı tanımlarken odaklandığı dil

Zamirler tekil veya çoğul olabilirler. "Ben" veya "O" gibi tekil zamirler görüyorsak tekil şahıs hakkında söz edildiğini anlıyoruz. Ama "Biz" veya "Onlar" gibi çoğul zamirleri görüyorsak bir grup insandan bahsedildiğini anlıyoruz. Peki Tanrı hakkında bu nasıldır? Eğer Tanrı, birden fazla şahıstan oluşuyorsa elbette ki ondan çoğul zamirler ile bahsetmemiz gerekir. Ama Tanrı tekil bir şahıs ise onun hakkında tekil zamirleri görürüz. Tanrı hakkında okuduğunuz metinlerde hangi zamirin kullanıldığını bir düşünün. Birlikte görelim. Kutsal Kitap'ta en çok alıntı yapılan ayetlerden birisi Yeremya 29:11'dir:


Çünkü sizin için düşündüğüm tasarıları biliyorum” diyor RAB. “Kötü tasarılar değil, size umutlu bir gelecek sağlayan esenlik tasarıları bunlar.
-Yeremya 29:11

Eğer Tanrı üç kişilikte olsaydı "biliyorum" değil "biliyoruz" derdi. Öyle değil mi? Ama demiyor! Eski ve Yeni Ahit'te Tanrı veya insanların Tanrı hakkında konuştuğu on binlerce ayet var ve hepsinde çoğul değil, tekil zamir kullanır. Neden böyle oluyor? Bu, Tanrı'nın üç değil tek şahıs olduğunu gösteren bir dil bilgisi değil midir? Tabii teslis hakkında sorabileceğimiz çok daha fazla sorumuz var ama beşinci soru ile bu yazıyı bitireceğim. Bu soru İsa'nın bilgisi ile ilgili.


5) Eğer İsa tam olarak Tanrı ise tüm bilgiye sahip olması gerekmez mi?

Şu ayete bir bakalım:


O günü ve o saati, ne gökteki melekler, ne de Oğul bilir; Baba'dan başka kimse bilmez.
-Markos 13:32

İsa yalan mı söylüyordu? Demek istediğim, eğer İsa Tanrıysa ne zaman döneceğini bilmesi gerekmez mi? Ama işte tam bu noktada Kutsal Kitap İsa'nın bazı şeyleri bilmediğini söyleyerek inancınızı(tesliscilerin) tehdit ediyor. İsa'nın söylediğine mi inanacağız yoksa geleneğin söylediğine mi? Şimdi bu sorulanların hepsinin yaratıcı cevapları var ama durumu açıklamak yerine genellikle işi daha da karmaşık hale getiriyorlar. Ayrıca böyle teşebbüsler, açıklamaya başlamak için bile Teslis'in ve Mesih'in ikili doğasının çok gelişmiş bir görüşünün olduğunu varsaymalıdır.




Genellikle Teslis'in bir gizem olduğunu ve onu imanla kabul etmemiz gerektiğini söylüyorlar. İnsan düşüncesinin ve hatta aklımızın bile Tanrı'yı kavrayamayacağı konusunda bizi uyarırlar. Yine de bu tür düşüncede bazı gerçekler vardır ama biz hala bunun bir hile olduğuna inanıyoruz. Hadi konumuzu bir an için değiştirelim. Siz Üniteryen olun ben de Teslisci olayım. Benim inancımın Kutsal Kitaba uygun olmadığına beni ikna etmeye çalışıyorsunuz ve devamında diyorsunuz ki "Benim dediklerim Kutsal Kitaba uyuyor ve mantıklı" ve devamında çok sağlam argümanlar sunuyorsunuz. Ben de sizin dediklerinizi gerçekten düşünmek yerine "Söylediklerini duydum ama bunu gerçekten de kabul etmelisin. Bu bir gizemdir ve böyle kabul etmeliyiz" diyorum. Sadece inanmak zorundayız desem. Bunların sonucunda dediklerimin kirli bir söylem olduğunu düşünmez miydiniz? Yine de diğer Hristiyanlarla ne zaman konuşsak sürekli olarak olan şey bu. Sanırım tüm bunlar tek bir soru ile özetleniyor. Yanlış olsa bile buna inanmaya devam etmek ister misiniz? Eğer öyleyse bu yazının devamını okuyarak veya diğer yazılarımızı okuyarak vaktinizi boşa harcamayın. Aslında eğer bu konumdaysanız ciddi bir şekilde düşünce şeklinizi sorgulamalısınız çünkü kanıtlara rağmen inatla bir inanca bağlı kalma zihniyeti, sadece korkuya bağlı değil aynı zamanda kesin olarak tehlikeli kültleri yüzeye çıkaran bir düşünce tarzıdır. Eğer siz büyük sorular sormaya korkmayan biriyseniz, her iki tarafın da argümanlarını dinlemek isteyen biriyseniz, eğer Tanrı'nın kendi ruhunu sizi tüm gerçeğe götürmek için size verdiğine inanan biriyseniz, size düşünmeniz için bıraktığımız kaynakları inceleyin.