Yuhanna 1:1,14 Basitleştirilmiş Anlatım



Teslise inanan bir teslisciyle gireceğiniz tartışmadaki argüman fırtınasının içerisinde, konunun eninde sonunda Yuhanna 1'e gelmesi kaçınılmazdır. Teslisci kişi size sırasıyla şu ayetleri gösterir:


"Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı."
-Yuhanna 1:1


Bu ayette Söz'ün Tanrı olduğunu kavramanızı isterler ve hemen ardından 14.ayete atlarlar:


"Söz, insan olup aramızda yaşadı."
-Yuhanna 1:14

Böylelikle Tanrı'nın yeryüzüne inip insan olduğunu açıklarlar yani sizlere enkarnasyon inancını anlatırlar. Genellikle bu ayete sıkı sıkıya tutunurlar ve kendi söyledikleri dışındaki her söze kulaklarını kapatırlar çünkü İsa'nın Tanrılığı için öne sürülecek diğer argümanlar çok zayıftır. Genelde "Bu böyleyse bu da böyledir" gibi çıkarımlardan oluşur veya çevirilerine zaman içerisinde ekledikleri ifadelerden ve tabii ki bağlamlarından kopardıkları ayetlerden oluşur. Bu yazımızda bu metinle ilgili her detayı inceleyeceğiz ancak okuyucunun bunu net bir şekilde anlaması için bu yazıyı yavaşça takip edip sorulan soruları düşünmesini istiyoruz. Bu yazıda sadece Yuhanna'nın birinci bölümünü ilgilendiren konuları konuşacağımız için Yahudiliğin nasıl sıkı bir monoteizm içerisinde olduğu gibi ve İsa ile öğrencilerinin nasıl buna sadık kaldıkları konularını bu yazıda işlemeyeceğiz.


Not: “Başlangıçta söz vardı” ifadesiyle “Başlangıçta Oğul vardı” ifadesi aynı şeyler değildir! Eğer metin böyle bir anlam vermek isteseydi o şekilde yazılırdı ancak sizin de gördüğünüz üzere yazılmamış.


Enkarnasyon İnancı Neden Yanlıştır?

Öncelikle bu enkarnasyon inancı ile başlayalım. Kutsal Kitap gerçekten bunu destekler mi? Yahudilikte böyle bir inancın olmadığı ve hatta ağza bile alınmayacak kadar büyük bir küfür olduğunu herhalde söylememe gerek yoktur. Peki bizler Kutsal Kitap olayları içerisinde bu enkarnasyon inancı ile hiç karşılaşıyor muyuz? Aslında bakarsanız evet karşılaşıyoruz. Greklerin inancında böyle bir şey vardı ve bakın bunu ne şekilde okuyoruz:


"Listra'da, ayakları tutmayan bir adam vardı. Doğuştan kötürümdü, hiç yürüyemiyordu. Pavlus'un söylediklerini dinledi. Onu dikkatle süzen Pavlus, iyileştirilebileceğine imanı olduğunu görerek yüksek sesle ona, “Kalk, ayaklarının üzerinde dur!” dedi. Adam yerinden fırlayıp yürümeye başladı. Pavlus'un ne yaptığını gören halk Likaonya dilinde, Tanrılar insan kılığına girip yanımıza inmiş!” diye haykırdı. Barnaba'ya Zeus, Pavlus'a da konuşmada öncülük ettiği için Hermes adını taktılar. Kentin hemen dışında bulunan Zeus Tapınağı'nın kâhini kent kapılarına boğalar ve çelenkler getirdi, halkla birlikte elçilere kurban sunmak istedi. Ne var ki elçiler, Barnaba'yla Pavlus, bunu duyunca giysilerini yırtarak kalabalığın içine daldılar. “Efendiler, neden böyle şeyler yapıyorsunuz?” diye bağırdılar. “Biz de sizin gibi insanız, aynı yaradılışa sahibiz. Size müjde getiriyoruz. Sizi bu boş şeylerden vazgeçmeye, yeri, göğü, denizi ve bunların içindekilerin hepsini yaratan, yaşayan Tanrı'ya dönmeye çağırıyoruz. Geçmiş çağlarda Tanrı, bütün ulusların kendi yollarından gitmelerine izin verdi. Yine de kendini tanıksız bırakmadı. Size iyilik ediyor. Gökten yağmur yağdırıyor, çeşitli ürünleriyle mevsimleri düzenliyor, sizi yiyecekle doyurup yüreklerinizi sevinçle dolduruyor.” Bu sözlerle bile halkın kendilerine kurban sunmasını güçlükle engelleyebildiler. Ne var ki, Antakya ve Konya'dan gelen bazı Yahudiler, halkı kendi taraflarına çekerek Pavlus'u taşladılar; onu ölmüş sanarak kentin dışına sürüklediler."

-Elçilerin İşleri 14:8-19


Burada Barnaba ve Pavlus'un Enkarnasyon fikrini nasıl büyük bir küfür saydıklarına ve verdikleri tepkiye dikkat edin. Bu olay bize bir ışık yakmalı çünkü İsa'ya inanan bu Tanrı adamları, enkarnasyon fikrine büyük bir tepki gösteriyordu. 


Yuhanna 1'i neden Grek düşüncesi ile okuyoruz?

Evet bu güzel bir soru. Bu metni gerçekten de Grek düşüncesi ile okumak zorunda mıyız? Pekala şöyle yapalım, eğer bu metin Grek düşüncesi ile okunmalıysa biz de burayı tesliscilerin dikte ettiği şekilde okuruz ancak bunu yapmamızın önünde duran büyük bir soru var ve öncelikle bunu çözmemiz gerek. 


Yuhanna'nın yazarı bir Yahudiydi öyle değil mi?

Eğer Yuhanna metnini yazan kişi bir Grek olsa ve Grek düşüncesinde veya felsefesinde yazsaydı tesliscilerin iddiası biraz daha dikkate değer olabilirdi.


Peki Yahudi düşüncesi ile ilgili neyi bilmeliyiz? 

Yahudi düşüncesinde soyut kavramlar kişileştirilerek anlatılır. Mesela Özdeyişler 8'de bilgelik sanki bir kişiymiş gibi kişileştirilmiş, konuşturulmuş ve anlatılmıştır:


"Bilgelik çağırıyor, Akıl sesini yükseltiyor. Yol kenarındaki tepelerin başında, Yolların birleştiği yerde duruyor o. Kentin girişinde, kapıların yanında, Sesini yükseltiyor: “Ey insanlar, size sesleniyorum, Çağrım insan soyunadır! Ey bön kişiler, ihtiyatlı olmayı öğrenin; Sağduyulu olmayı öğrenin, ey akılsızlar! Söylediğim yetkin sözleri dinleyin, Ağzımı doğruları söylemek için açarım. Ağzım gerçeği duyurur, Çünkü dudaklarım kötülükten iğrenir. Ağzımdan çıkan her söz doğrudur, Yoktur eğri ya da sapık olanı. Apaçıktır hepsi anlayana, Bilgiye erişen, doğruluğunu bilir onların. Gümüş yerine terbiyeyi, Saf altın yerine bilgiyi edinin. Çünkü bilgelik mücevherden değerlidir, Dilediğin hiçbir şey onunla kıyaslanamaz. Ben bilgelik olarak ihtiyatı kendime konut edindim. Bilgi ve sağgörü bendedir. RAB'den korkmak kötülükten nefret etmek demektir. Kibirden, küstahlıktan, Kötü yoldan, sapık ağızdan nefret ederim. Öğüt ve sağlam karar bana özgüdür. Akıl ve güç kaynağı benim. Krallar sayemde egemenlik sürer, Hükümdarlar adil kurallar koyar. Önderler, adaletle yöneten soylular sayemde yönetirler. Beni sevenleri ben de severim, Gayretle arayan beni bulur. Zenginlik ve onur, Kalıcı değerler ve bolluk bendedir. Meyvem altından, saf altından, Ürünüm seçme gümüşten daha iyidir. Doğruluk yolunda, Adaletin izinden yürürüm. Böylelikle, beni sevenleri servet sahibi yapar, Hazinelerini doldururum. RAB yaratma işine başladığında İlk beni yarattı, Dünya var olmadan önce, Ta başlangıçta, öncesizlikte yerimi aldım. Enginler yokken, Suları bol pınarlar yokken doğdum ben. Dağlar daha oluşmadan, Tepeler belirmeden, RAB dünyayı, kırları Ve dünyadaki toprağın zerresini yaratmadan doğdum. RAB gökleri yerine koyduğunda oradaydım, Engin denizleri ufukla çevirdiğinde, Bulutları oluşturduğunda, Denizin kaynaklarını güçlendirdiğinde, Sular buyruğundan öte geçmesinler diye Denize sınır çizdiğinde, Dünyanın temellerini pekiştirdiğinde, Baş mimar olarak O'nun yanındaydım. Gün be gün sevinçle dolup taştım, Huzurunda hep coştum. O'nun dünyası mutluluğum, İnsanları sevincimdi. Çocuklarım, şimdi beni dinleyin: Yolumu izleyenlere ne mutlu! Uyarılarımı dinleyin ve bilge kişiler olun, Görmezlikten gelmeyin onları. Beni dinleyen, Her gün kapımı gözleyen, Kapımın eşiğinden ayrılmayan kişiye ne mutlu! Çünkü beni bulan yaşam bulur Ve RAB'bin beğenisini kazanır. Beni gözardı edense kendine zarar verir, Benden nefret eden, ölümü seviyor demektir."

-Süleyman’ın Özdeyişler 8

 

Buradaki anlatımı görebiliyor musunuz? Bilgeliğin nasıl kişileştirildiğine bir bakın ve Yahudi dilindeki anlatımı anlamaya çalışın. Bunu gerçekten yapmalısınız çünkü yazının buradan sonrasında bu gerçeği hep aklınızda tutmanız gerekecek. 

Daha basit bir açıklama
Beş yaşındaki küçük bir çocuğa şunu dediğimi hayal edin, "Arabamız bir zamanlar tasarımcısının aklındaydı ama şimdi ise garajda duruyor" ve çocuk da cevaben şunu der: "Nasıl olur da kocaman bir araba bir insanın kafasına sığabilir ki? Araba çok büyük, kocaman ve oraya sığmaz." Söylediğinde haksız değildir ancak bu çok büyük bir yanlış anlama değil midir? Çocuk gerçek anlamda o arabanın, tasarlayıcısının kafasının içinde olduğunu sanıyor. Bizim de Yuhanna 1:1 ile ilgili problemimiz bu çocuğunki gibidir. Söz'ün insan olması demek, İsa'nın doğumundan önceki Söz'e birebir eşit olması anlamına gelmez. Ya Tanrı'nın kendi ifadesi olan Söz'ü, insan olan İsa'da somutlaştıysa ve onda göründüyse? Bu çok daha mantıklı bir yorum olmaz mıydı? Hem Yuhanna 1:14 ayeti bu perspektiften çok daha mantıklı olurdu ve böylece Tanrı'nın üç kişilikli olduğu asla çözülemeyen korkunç karmaşanın içerisine de hiç girmemiş oluruz. Eğer bu yorumumuz doğruysa Yuhanna, önceden var olan ikinci bir kişilikten değil ama öncesinden beri Tanrı'nın düşüncesindeki ilahi bir amaçtan bahsediyor olur.

"Söz" kelimesi hakkında neyi bilmeliyiz?
Kutsal Kitapta gördüğümüz çoğu ifadenin mutlaka geçmişte bir karşılığı olur ve bu sayede bu ifadeleri daha net anlayabiliriz. Söz kelimesi de bizim karşımıza ilk kez Yeni Ahit'te çıkan bir ifade değildir. Yuhanna ve İsa tarafından çok iyi bilinen İbranice Kutsal Kitapta(Eski Ahit) yaklaşık 1450 kez geçen "Söz" (artı "konuşmak" fiili olarak da 1140 kez) basitçe "ifade, vaat, emir" anlamlarına geliyordu ve asla kişi olan bir varlığı ifade etmemiştir. Hiçbir zaman bir sözcüyü ifade etmedi. Söz daha çok zihnin içini ifade eder. Standart kaynaklara göre Söz kelimesi için geniş bir anlam yelpazesi vardır ancak bunların hiçbirisi bir kişiyi ifade etmez yani bu ilk ayetteki Söz, bir kişi olamaz.

Davar ismi (İbranice'deki Söz kelimesinin karşılığı), yaklaşık 1455 kez geçer. Legal bağlamda anlaşmazlık (Çıkış 18:16,19; 24:14), suçlama, hüküm, talep, devir ve hüküm anlamına gelir. İstek[aksi takdirde], kararname, konuşma, rapor, bir mektubun metni, bir şarkının sözleri, vaat, yıllıklar, olay, emir, plan (Yar. 41:37; II Sam. 17:14; II Ta. 10:4; Ester 2:2; Mez. 64:5, 6; Yşa. 8:10), dil ... Dan. 9:25 bir kralın fermanı, madde veya olay. Özellikle teolojik önemi olan “Tanrı'nın sözü geldi” ifadesidir.
-Dictionary of Old Testament Theology and Exegesis, Vol. 1, 912, emphasisadded.

Söz kelimesinin Grekçesi yani ayetteki orijinal kelimesine bakacak olursak, kelimemiz "logos" dur. Sözlüklerdeki bu kelimenin anlamlarına bakacak olursak başlıca şunlar yazar; söz, plan, amaç, düşünce, istek, karar. 

"Başlangıçta logos vardı. Logos Tanrı'yla birlikteydi ve logos Tanrı'ydı."
-Yuhanna 1:1

Şimdi bu kelimenin anlamını biraz açarak okuyalım:

Başlangıçta (Tanrı’nın) “sözü/planı/amacı/düşüncesi/isteği/kararı” vardı. “söz/plan/amaç/düşünce/istek/karar” Tanrı’yla birlikteydi (Tanrı’nın yüreğinde idi) ve Tanrı “söz/plan/amaç/düşünce/istek/karar” idi.

 

Söz, insan olup aramızda yaşadı

14.ayeti Türkçeye bu şekilde çevirmeleri bir aldatmacadan ibarettir. Bu ayette normalde "insan oldu" gibi bir ifade bile yok. "Söz beden oldu" der ve birçok İngilizce çeviriye bakarsanız dediğim gibi olduğunu görebilirsiniz. Mesela ASV şöyle okuyor "Word became flesh" ve insan olma ifadesini kullanmıyor.


Söz kelimesinin anlamını bir önceki bölümde görmüştük ve şimdi o anlamı düşünerek bu ayeti okuyalım. Söz 14.ayette etleşir yani Tanrı'nın başlangıçtan beri kendisinde var olan sözü/planı/düşüncesi/amacı İsa'da etleşir/gerçekleşir.


Yuhanna neden böyle yazdı?

Çünkü Yuhanna bu metni yazdığı sırada tüm olaylar gerçekleşmişti! İsa Mesih gelmişti, görevini yapmıştı ve tüm olaylar tamamlanmıştı. Yuhanna gerçekten de Tanrı'nın planının gerçekleştiğini gördü ve tam da bu yüzden 14.ayette Söz'ün etleştiğini yani gerçekleştiğini yazdı.


Gerçeklerin analizi
Gerçeklerin dürüst bir şekilde araştırılması bize, Yuhanna 1:1'deki Söz'ün İsa'nın hizmeti sırasında vaaz ettiği Söz olduğunu ve onun ilan ettiği Söz'ün Baba Tanrı'nın Kendisinin, "Söz Tanrı'ydı" bildirisi olduğunu gösterir. 

İsa'yı görmüş olan, İsa'nın yaptıkları açısından Baba'yı da görmüştür.

Tanrı Yaşamdır ve İsa, söylediği sözlerde ve yaptığı işlerde bu Yaşamı tam olarak ifade etmiştir.
 
Tanrı Gerçektir ve İsa, söylediği ve yaptığı her şeyle bu Gerçeği tam olarak ifade etmiştir.

Tanrı Işıktır ve İsa, Tanrısı adına söylediği tüm sözlerde ve yaptığı işlerde Baba'nın Işığını tam olarak ifade etti. 

Tanrı Sevgidir ve İsa Mesih, günahlarımız için çarmıhta asılı duran ölü beden olarak, Babanın Sevgisini tamamen ifade etti.

Tanrı'nın Sözü, İsa Mesih'in her zaman içinde tuttuğu bir şeydi. Söz etleşti beden oldu yani Baba Tanrı, İsa Mesih'de tezahür etti. 

İsa, Baba'yı tanımamız için geldi ve İsa yaptığı her şeyde Baba'yı tam olarak ifade etti çünkü o her zaman Babasının Sözünü tuttu. 

İsa'nın sözleri ve işleri kendisine ait değildi ama kendisini gönderen Baba'ya aitti. 

İsa tarafından duyurulduğu şekliyle Söz... Tanrı'ydı.

"Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip ve beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir." 
-Yuhanna 5:24

"Ben O'nu tanıyor ve sözüne uyuyorum.
-Yuhanna 8:55