Yuhanna 1:18



Eğer Kutsal Kitabın ne söylediğini anlamak istiyorsak Kutsal Kitabın iyi bir çevirisini okumamız gerekir. Ve Yuhanna 1:18'e geldiğimizde çeviriler farklıdır. Açıkçası oldukça farklıdır. Gelin çevirilere bakalım ve bunun neden böyle olduğunu anlayalım. Örneğin King James çevirisinde bu ayet şöyle geçiyor:


"Tanrı'yı hiçbir zaman hiç kimse görmedi. Baba'nın bağrında bulunan biricik oğul O'nu tanıttı."
-Yuhanna 1:18 KJV


Yani King James, "Baba'nın bağrında bulunan biricik oğul O'nu tanıttı" diyor. Kutsal Kitabın ESV(English Standard Version) çevirisinde şöyle yazıyor:


"Hiç kimse Tanrı'yı görmemiştir; Baba'nın yanında olan tek Tanrı, O'nu tanıtmıştır."
-Yuhanna 1:18 ESV

Yani King James "Oğul" derken, ESV "Tanrı" diyor. Şimdi de 1984 yılına ait NIV çevirisine bakalım:


"Tanrı'yı hiç kimse görmemiştir, ama Baba'nın yanında olan Tek ve Biricik Tanrı onu tanımıştır."
-Yuhanna 1:18 NIV84

Böylece 1984 yılındaki NIV çevirisi, ESV gibi "Tanrı" olarak çeviriyor. Yani KJV ve bazı diğer çevirilerde "Oğul" ama başka çevirilerde "Tanrı" geçiyor. Şimdi de Türkçe Kutsal Kitap çevirisine bir göz atalım. Bakalım Protestanlar Türkiye'de neler yapmışlar. Öncelikle eski çeviriye bakalım:


"Hiç bir zaman Allahı kimse görmemiştir; Babanın kucağında olan biricik Oğul, kendisi onu bildirdi."
-Yuhanna 1:18 eski çeviri (Kitab-ı Mukaddes)

Şimdi de yeni çeviriye bakalım:


"Tanrı’yı hiçbir zaman hiç kimse görmedi. Baba’nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul O’nu tanıttı."
-Yuhanna 1:18 yeni çeviri TCL02

Görüldüğü üzere Türkçe İncil çevirisini yapanlar da yaptıkları yeni çeviriye "ve Tanrı olan" ifadesini eklemişler. Türkiye'deki çevirilerden de bahsettiğimize göre İngilizce popüler çeviriler üzerinden konumuza devam edelim.

Zaman ilerledikçe doktrinsel inançlarını güçlendirmek için çevirilerini teslise yönelik yapmaya başladılar. Şimdi de NIV 2011 çevirisine bir bakalım:


"Hiç kimse Tanrı'yı görmemiştir, ama kendisi Tanrı olan ve Baba'yla en yakın ilişki içinde olan biricik Oğul, O'nu tanıtmıştır."
-Yuhanna 1:18 NIV2011

Wow! Kendisi Tanrı olan tek ve biricik Oğul mu? Bu çeviri nereden kaynaklanıyor? NIV editörleri teslis inancına sıkıca ikna olmuşlardı ve bu inancı kendi çevirilerine getirmişler. Eğer Kutsal Kitap gerçeğine ulaşmak istiyorsak iyi bir çeviriye ihtiyacımız var çünkü açık bir şekilde elimizde çelişen bir durum var. Elimizdeki "Holman Christian Standart Bible" gibi "Oğul" kelimesini kullanan modern çeviriler de var ve diğer taraftan NIV gibi "Tanrı" kelimesini kullanan modern çeviriler de var. Peki hangisi doğru?

Piyasada farklı çeviriler ve farklı versiyonlar varken teologlar orijinal metne ulaşmak için farklı teknikler kullandılar. Hristiyanlar olarak unutmamalıyız ki, özellikle çeviriler çoğalırken ve aralarında farklar oluşurken buna göre bu çevirilerin nasıl ortaya çıktığı konusunda kendimizi eğitmeliyiz. El yazması ile başlıyoruz. Örneğin Tanrı ve İsa Mesih, havari Pavlus'a konuştuklarında Pavlus yazmaya başladı. İşte ilk el yazması hazır oldu. Pavlus yazdı ve bir tanesi tamamlandı. Bilim adamları bunu el yazması olarak adlandırıyor. Tabii ki herkes bir tane nüsha istiyordu. Peki ne oldu? Bu el yazmalarının kopyaları çıkartılıyordu. Tekrar ve tekrar kopyaları çıkartıldı. Ve kopyalar çıkartıldıkça hatalar meydana gelecekti çünkü onlar elle yazılmış nüshalardır. Üstelik bu el yazmaları başka yerlere gönderiliyor. Bazıları Mısır'a, bazıları Filistin'e, bazıları da Türkiye'ye. Ve bu el yazmaları kopyalanıp başka yerlere gönderildiğine göre kopyalandıkları yerde aynı tür hatalar meydana geliyordu. Bunun sonucunda el yazmaları ailelerine (nüsha ailelerine) sahibiz. Yani bir bölgede olan el yazmaları birbiriyle aynı olurken farklı bir bölgedeki el yazmalarından farkları olacak. Birebir aynı olmayacaklar ama neyi kastettiğimi biliyorsunuz. Yani metinler farklılaşıyor. Peki bilim adamları orijinal metne ulaşmak için ne yapıyorlar? Öncelikler 5700'den fazla Grekçe el yazmaları mevcuttur. Bu harika! Çünkü hepsini karşılaştırabiliriz ve bu bize orijinal metne ulaşmamızda yardımcı olur. Yapacağımız ilk şey el yazmalarının kanıtlarına bakmaktır. Yapacağımız ikinci şey ise Kilise Babalarının ifadelerine bakmaktır. Yapacağımız diğer bir şey ise tarihsel kanıta bakmaktır. Yani el yazmalarının farklı olma nedeni nedir? Bakacağımız son kriter ise bunun diğer ayetlere kıyasla sorun yaratıp yaratmadığıdır. O halde el yazmalarının kayıtları ile başlayalım.


1) Metinsel Kanıt

Daha önce söylediğim gibi el yazmaları ailelere ayrılır. Bilim adamlarının çoğu dört aileyi kabul eder; İskenderiye, Batı, Bizans ve Ceasaria aileleri. Yuhanna 1:18'den bahsederken "Tanrı" kelimesinin sadece İskenderiye'den olan el yazmalarında olduğunu bilmemiz önemlidir. Diğer tüm o el yazmalarında "Oğul" yazıyor. Bu arada sadece Grek el yazmalarında değil aynı zamanda Süryani el yazmalarında da "Oğul" yazar ve hatta Latin el yazmalarında da "Oğul" yazıyor. Yani bir aile dışındaki tüm el yazmalarında "Oğul" yazıyor. Şimdi asıl şok edici şeyi öğrenmeye hazır olun. İskenderiye ailesinin içinde bile tüm el yazmalarında "Tanrı" yazmıyor! Yani "Tanrı" kelimesine sadece İskenderiye ailesinde rastlanıyor ve buna rağmen oradaki el yazmalarının hepsinde yazmıyor. Bunu anlamamız ciddi bir öneme sahiptir.


2) Kilise Babalarının alıntılarından kanıt

Şimdi Kilise Babalarının ifadelerine bakalım. Onlar kimlerdir? Onlar uzun zaman önce yaşamış ve Hristiyanlığı savunmuş büyük insanlardır. Tıpkı bugün Hristiyanlığı savunan insanlar gibi. Onlar ne yapıyorlardı? Onlar Hristiyanlığı korumak için mektuplar yazıyorlardı ve Kutsal Kitaptan alıntılar yapıyorlardı. Onlar da tıpkı sizin gibi sahip oldukları Kutsal Yazı'dan alıntı yapıyorlardı. Kilise Babalarının alıntılarına baktığımız zaman neyi görüyoruz? Irenaeus yaklaşık 200 yılında öldü. Hristiyanlığın erken döneminden birisidir ve Yuhanna 1:18'den alıntı yaptığı zaman "Oğul" kelimesini kullanıyordu. Daha sonra İskenderiyeli Klement(150-215) var. O da "Oğul" kelimesini kullanarak Yuhanna 1:18'i alıntıladı. Sonra Tertullian var 160-220 yılları arasında yaşadı. O bile "Oğul" kelimesini kullanarak Yuhanna 1:18'i alıntıladı. Tertullian çok önemlidir çünkü "Üçlü Birlik" kelimesini ilk kez kullanan kilise babasıdır. Tabii o Latince yazıyordu bu yüzden o dilde kullandı bunu. O ilk Teslisciydi ve size garanti ediyorum eğer Tertullian elinde "Tanrı" yazan Yuhanna 1:18 el yazmasına sahip olsaydı bunu kesinlikle kullanırdı. Çünkü bu onun doktriniydi ama o bile bunu yapmadı. Onun tüm el yazmalarında "Oğul" geçiyordu.


3) Tarihi kanıt

Peki tarihi kanıtlar hakkında ne söyleyebiliriz? Bazı İskenderiye el yazmalarında "Oğul" yerine "Tanrı" yazmasının sebebi nedir? İskenderiye'de İsa'ya Tanrı'nın Oğlu olarak inanan Üniteryenler ve İsa'ya Tanrı olarak inananlar arasında çok büyük bir mücadele vardı. İskenderiye'de bazı kâtipler "Huios-Oğul" kelimesini "Theos-Tanrı" kelimesi ile değiştirdiler. Ama Roma imparatorluğunun diğer bölgelerinde bu mücadele çok geniş şekilde gerçekleşmedi. Bu nedenle buradaki el yazmalarında "Oğul" kelimesi kaldı. Böylece tüm aileler burayı "Oğul" olarak okudu.


4) Kutsal Kitap ifadeleri ile uyumsuzluk kanıtı

Ayete bakınca "Biricik Tanrı" ifadesi zorluk çıkartırdı. Bu özellikle Yuhanna okuyucuları için kesinlikle çok garip olurdu. "Biricik(Baba'nın evladı olmuş) Tanrı" ifadesi hiç mantıklı gelmezdi. Kutsal Kitabı incelediğimizde her zaman için "Biricik Oğul" ifadesini görürüz. "Biricik Oğul" ifadesi Yuhanna'nın birçok bölümünde de tekrarlanır. Yuhanna 3:16,18 / 1.Yuhanna 4:9 / İbraniler 11:17 bölümlerine bakabilirsiniz. Yani tüm Hristiyan dünyası "Biricik Oğul" ifadesine aşinaydı. Bu durumda "Biricik Tanrı" ifadesini nereye koyalım? Yani bu oldukça garip bir ifade olacaktır. Ayrıca NIV 2011 çevirisinin bu ayeti "Kendisi Tanrı olan biricik Oğul" olarak çevirdiğini unutmamalıyız. Aslında bir saniye durup düşünürseniz bu durum çok komik. Eğer NIV "Tanrı" geçen el yazmasını kullanıyorsa "Oğul" kelimesini neden oraya ekledi?


Tesliscilerin itirazı

Bu durumda tesliscilerin itirazı şu oluyor "Monogenes kelimesi Oğul kavramını da içeriyor". Ne harika bir savunma değil mi? Bu konuyu böylece kapatabiliyorlar. Ancak burada ufacık bir sorun var. O da bununla ilgili hiçbir delilin olmamasıdır. Bu sadece bir tahmindir. Aslında "Monogenes" kelimesinin kullanıldığı zamanlarda bu kelime Yuhanna 3:16'da olduğu gibi "Oğul" kelimesiyle bağlantılı olarak kullanılıyor. Eğer "Monogenes" kelimesi "Oğul" kelimesini de içeriyor olsaydı ayetlerde "Oğul" kelimesini ilave etmeye gerek duyulmazdı. Ama ediliyor. Üstelik "Monogenes" kelimesi Yeni Ahit yazarları tarafından icat edilmedi. Bu yaygın bir Grek kelimesiydi ve Grek edebiyatında kullanıldığı zaman oğul anlamına değil, benzersiz veya biricik anlamına referans ediyor. Peki kanıtlardan çıkardığımız sonuç nedir? Şimdi geriye dönüp bir seçim yapmalıyız. Yuhanna 1:18 "Biricik Oğul" olarak mı yoksa "Biricik Tanrı" olarak mı okunmalı? Bu yüzden tüm kanıtlara göz atalım.


El yazmaları "Oğul" okunuşunu destekliyor.


Kilise Babalarının ifadeleri "Oğul" okunuşunu destekliyor.

 

İskenderiye'deki bazı el yazmalarında "Tanrı" yazmasının nedenini de tarihi olarak açıklayabiliyoruz.


"Oğul" kelimesini "Tanrı" olarak okumanın Yuhanna'da bazı sorunlar yarattığını görüyoruz.


Sonuç olarak diyebiliriz ki; KJV, HCSB, RSV, YLT çevirileri metni doğru olarak çevirmişler. Ayrıca tesliscilerin teslis gözlüğü ile metni okuma nedenlerinin metinsel kanıt değil ama kendi doktrinleri nedeniyle yaptıkları bir tercih olduğunu da görebiliyoruz.